6 Temmuz 2013 Cumartesi

Avanos Yari Maratonu

Kirikkale'ye 200km mesafede yari maraton olurda kacirmak olmaz telkinleriyle kaydimi yaptirdim, hatta kosu sonrasi haber verseydin ben de gelirdim diyebilecek herkese haber verdim. Kimse gelmedi o baska ama "tuh bilseydim ben de gelirdim" lafini da duymadim. 

Yarislar Pazar gunu kosulur aliskanliginin aksine, 6 Temmuz Cumartesi saat 10:00'a organize edilen 1. Avanos Kizilirmak Yari maratonu icin sabah 5:00'te kalkip, kahvalti sonrasi, 6:00 gibi sabah gunesi isiginda guney doguya dogru motorun tekerlerini donduruyorum, Kirsehir uzeri Avanos 2-2,5 saatte alinir varsayimiyla. Yollar bos, tabiat uyandi uyaniyor, gokyuzu masmavi. Bazi bugday tarlalari hali hazirda bicilmis, kaysilar kirazlar toplanmis, seftaliler olgunlasma doneminde. Motorumun ustunde boyle bir ruya alemindeyim. Nispeten duz, dik olmayan tepeleri asiyorum teker teker acele etmeden.


Avanos'a 8:20 gibi inip gayri ihtiyari buldugum merkezde start  tag'ini gorunce durup gogus numarami aliyorum.  Pek tanidik yok gibi, daha cok Nigde, Tarsus, Adana masterleri. ING Bank kosu takimi buyuk bir grupla gelmis. Istanbul'dan gelen asina yuzler de yok degil. Start'a vakit varken sehir merkezini 1,5 litre su alarak dolasiyorum












Start'a az kalmisken merakli gozler altinda golgeye cektigim motorumun yaninda soyunuyorum. Park gorevlisi, isine gitmek icin arac bekleyen comlek ustasi, hicbir isi olmayan vatandasin meraki var nereli olup, nerden geldigime, ne akla hizmet kostuguma, parkurun ne olduguna dair. Samimiyetle cevap verip sakalasiyorum. Benim derdim de Anadolu'nun bu kucuk kasabasinda buyuk sehirlerde suregiden Gezi eylemleri hakkinda ne dusundukleri. Valla hokumet hakkinda verip veristiriyorlar ilgililerin dikkatine.


Kilim, comlek isciligini sembolize eden heykelin onunden aliyoruz starti. Lokasyon ve hava sartlari dusunulunce bekledigimden fazla kosucu oldugunu soylemeliyim. Birkac Afrika kokenli konulan odullerin cazibesiyle en ondeler. Sehir merkezi civarinda bir iki git gel, sokak arasi donusleri derken, Alaaddin hamami onunden gecip, biraz ilerde Kizilirmak'in iki yakasini birlestiren kopruden gecerek Goreme'ye dogru donuyoruz.




Trafigi kesilmis cevre yolunu sorunsuz gecince uzun duz asfaltta, sararmis otlar ve kahverengi tonlarda toprak renklerini gokyuzunun mavisi sariyor. Peri  bacalari nerelerde diye aranirken, ufukta sag tarafta tepeciklerin farkli sekilleri, renklerini ayirt edebiliyorum. Yaklastikca sekiller belirginlesiyor.



Solda Zelve tarafina donuse yaklasirken donusten gelen Afrika'lilar ve pesinden Turk atletler kendi saglarina donerek hafif egimli hale gelen tepeye dogru uzun adimlarla tirmaniyorlar. 



Hava sartlari dusunuldugunde, cok umursamasamda tempom fena degil. Tursitik bir gezi icin geldim buraya, kosarak geziyorum etrafi sadece. Cavusin tabelasini gormemizle solda kocaman Cavusin Kilisesi agaclar arkasindan beliriyor. Sagda buyuk bir turist grup agac golgesinde kosanlari karsiliyor, alkisliyorlar bazi bazi. Cavusin icinde bir tur atip, su istasyonu, cip kontrol noktasini gecip yokus asagi salmisken itfaiye kamyonundan kosanlara verilen dus servisini goruyorum. Acayip keyifli bir durum, ancak o sicakta kosan, kosmus olan anlar. "Imdat itfaiye, yaniyorum" diyerek keyifle, sakinmadan daliyorum suyun icine. Sudan cikan kopek gibi, etrafa su sicratarak sapur supur, sirilsiklam bir halde cikiyorum dustan.   

Geldigimiz yoldan geri, Zelve kavsagina kadar hafif inis, keyifli bir donus yapiyoruz. Donuse gidenlerin yuzlerinde ki sicaktan bunalmislik kendini belli ediyor. Birazdan dus alacaklarini bilseler daha sevkle kosarlar belki. Zelve'ye donup rampayi cikmaya baslasamda cok zorlamadan onumdekileri yakalayabiliyorum. Samsun'daki gibi en geriden baslamanin goreceli avantaji. Illaha ki onumde olup yavaslayanlar var ve onlari gecme hissi ile kendimi kandiriyor olmak bile guzel bir duygu. Artik her taraf topraktan fiskiran kucuk pramitlerle dolu. Bicakla ortadan enine kesilmis kek gibi kocaman tepeler. Kamera araclari geciyor, durup bizi cekiyorlar. Diren kameraman, diren Avanos diye gulduruyorum onlari. Birazdan jandarmayi da besliyorum ayni sloganla. Cevap vermiyorlar ama en azindan onlarda tebessumle karsiliyor.


Iste burasi, su ana kadar ki en harika dogal guzellik. Pasabayiri, bir tepeden inerken gorunuyor, onlarca peri bacasi sagimizda, biz yaklastikca yanimizdan gecip arkamiza dogru kosuyor.


...ve parkurun en yuksek noktasi. Zelve. Dogal acik hava muzesi tabelasi karsiliyor bizi. Bir kontrol noktasi da Zelve donusunde. Buraya kadar kesintisiz her 2,5K'da su istasyonu, saatime gore nerdeyse metresi metresine, yerli yerinde. her bir istasyonda 3 kisi, cevreden yardima gelen cocuklarla sicaktan bunalan kosanlara derman olmaya calisiyor. Samsun sonrasi bu ne hizmet, ikram diyorum icimden. Bu Samsun eziyeti daha dusmez dilinden diye kendi kendime guluyorum. Direnen Jandarma gunes altinda da olsa kavsaklarda bizi bekliyor. 


Zelve'yi donup Avanos'u karsimiza aldigimizda Zelve'ye kadar cikilan tepenin iniside baslamis oldu. Yaklasik 5K kalmisken dagin basinda bir itfaiye daha fiskiyesi bizi karsilamaz mi? Hobaraaa diyerek bir daha suya dalis ve iliklerine kadar islanip bir daha silkelenis. Cok eglenceliydi cok.

Rota cevre yolunu bir daha keserken, durdurulan araclar feryat edercesine kornaya basiyordu. Trafik polisleri "ne var be kardesim biraz bekle bile" deme geregini bile duymadan kosanlara hizmet derdindeydi. Aslinda trafigin bu kadar uzun sure kesilmesi hos olmamis, umarim seneye cozum uretilir. Avanos icinde bir iki sag sol ile, Kizilirmak'in baslangica gore ters yakasinda finish'e 1:50 ile bekledigimden daha iyi zamanla girip odul cantami aliyorum. Icinden cikan kitap surpriz oluyor bana. Birkac hafta once Avanoz'da yazarlar bulusmasinda tutulan soylesi notlari kitaplastirilmis. Hos bir hediye. 



Kosu sonrasi ciftlik baligi ve yerel sarap odulu. Kizilirmak ustunde gondol sefasi ise bir daha ki sefere. Olur da grup olarak gelebilirsek.


Avanos YM Parkur 

Elevasyon Profili