19 Mart 2013 Salı

Cekmekoy Gece Kosusu

16-Mart Cumartesi gecesi Cekmekoy ormanda ilk defa uzun gece kosusu yapmaya hevesleniyordum ki Persembe gununden itibaren yagmur yagmaya ve hava sicakligi dusmeye basladi. Oyleki Cuma gecesi Istanbul'un yukseklerine kar dahi yagdi. Cumartesi de gun boyu yagmur yaginca Cekmekoy ormani camur deryasina kesin donmus olmaliydi. Evden ormana dogru bakarken aksam kosusuna gidip gitmemek arasinda gidip geliyordum. Verilmis soz, organizator Bakiye Duran ablaya karsi hissettigim sorumluluk adina gitmem gerektigine karar vererek cantami hazirlayip ustume kosarken ve sonrasinda giyecegim kiyafetleri de kat kat gecirip ormana dogru yurumeye basladim. Kosuya ve hava sartlarina isinmis olmak adina 3-4K'lik mesafeyi yurumek daha mantikliydi.

Ormana yaklastikca ciseleyen yagmur kara donustu. Iki gun once 17C'de gunes altinda terlerken hafta sonu kar yagabilir tahminine hadi canim demistim. 



Baslangic noktasina vardigimda Bakiye abla ve ekibi cadirlari kurmus baslangic icin herseyi hazir etmisti bile. Cadir altina siginip donuste giyecegim kuru kiyafetleri uzerime giydigim katlardan cikararak ikinci bir cantaya koyarak, emanete biraktim. Kosarken yanima almam gerekenlerle er meydanina cikip kosu icin gelmeye baslayan ve sartlara bakinca sayilari bir hayli yuksek olan cesur yureklerle muhabbete daldim. Kiyafetler, cantalar, yelekler ustundeki reflektorler kafa fenerleri altinda isil isildi. Herkes siki sikiya giyindiginden los isik altinda taninmayacak haldeydi denebilir. 



Saat 22:00'de planlandigi gibi start aldik. Yaristan cok bir antrenman kosusu oldugundan onden kaptirmak yerine, daha cok ayni tempoda kosanlar ilk kilometreler grup olusturmaya bakti. 200m onde giden birkac kisi ilk hatayi 2. km'de yaparak saga donulmesi gerekirken dogru giderek yapti. Soylediklerine gore ATV kullanan arkadas onlari yaniltmis. 5K'da bizi yakaladiklarinda anladik durumu. 

Baslangictan beri onde olan yaklasik 15 kisilik grubun kuyrugunda, rahat tempoya ayak uydurmaya calisarak gecti. Bu ekip surekli trail antrenmanlari yapan, saglam maraton, ultra maraton kosan arkadaslardi. Ne zaman kopacagimi cok dusunmeden 12K'ya kadar onlara dayanabildim. Sonraki birkac kilometre onlarin arkasina dusen 3 kisiye tutunmaya calissam da, onlar da birakti gitti. Arkadan gelen kimsede olmayinca 15K'da zifiri karanlik icinde  kalakaldim. 

Ekipten kopup yalniz kalinca, cevreme dikkat etmeye isaretleri daha cok ayirt etmeye basladim. Startdan beri kar yagmaya devam ediyor, tepe baslarina ciktikca buna sis de ekleniyordu. Camura suya batmamak, serseri bir tas ya da dala takilmamak icin surekli 5m onume bakiyor, arasira yoldaki reflektif isaretleri gormek icin kafami kaldirip ileriyi de gormeye calisiyordum. Issiz ormanda bu sekilde kosmak gerekiyormus dedim icimdem. O an baska birseyin farkina vardim ki kafa fenerimin aydinlattigi mesafe kadar bir tunel icinde kosuyor gibiydim ama tunelin ucu hep karanlik. Gittikce uzayan saga sola kafayi cevirdikce o yone dogru uzayan bir tunel. Tuhaf bir his. Tempoyu ayarlamakda guc, cunku ileride tepe mi var, inis mi, yoksa uzun bir sure duz mu gidecegim onu da goremiyorum. Bir de acaba cevreden vahsi bir hayvan ya da bir kopek cikar mi korkusuyla kulaklar hep cevreyi dinliyor. Adim ve nefes sesim otesi cok birsey duymasamda, sanki bir cit sesi duyunca hemen o yone bakiyorum. 

Bir suredir reflektif isaretlerden cok onden kosanlarin camurda biraktiklari adim izlerini takip ettigimin farkina varinca iyi ki butun gece yagmur kar yagmis diyorum. 20K'da degisik bir zemini gecerken ayakkabilara yapisan camur, her bir adimi 1'er kiloya cikarsa da, kaybolmak daha cok seye malolabileceginden iyi ki yagmur yagmis da dedim. 

Yagan kar sayesinde hava yumusak, sadece camur degil romatizm de diz boyuydu. Bir an gokyuzunde simsek cakiyor sanmama sebep, meger kafa fenerinin onunden belli aci ve mesafede gecen kar tanelerinden gozume flas gibi yansiyan isikmis, ki bunu birkac kez ayni seyin tekrar etmesinden sonra anlayabildim. 

28-30K civari isaretleri takip ediyor olmama ragmen hep ayni yerden geciyor, daire cevresinde donuyorum hissine kapildim. Sola ya da saga donuyor, arac lastiklarinin actigi ve dolan suyla kanallar haline gelmis camur deryasinda debelenip duruyordum uzun suredir. Kisa bir film donuyordu sanki. Bir an durdum. Onume, arkama, sagima soluma baktim. Ne bir ses, ne de isik. Kafa fenerimin aydinlattigi kadar bir dunya ve buhar olup ucusan nefesim ve sesi var. Isaretleri takip etmekten de baska care yok. Donuyor olsam da illaha ki arkadan gelen biri beni yakalar, boylece bu girdaptan cikabilirdim. 30K'da olmasi gereken su istasyonunu bir turlu  varamayinca iyiden bosuna dondugumu dusunuyordum ki, sola dondugumde karsima cikan tepeyi bu gece ilk defa gordugumu farkedip, tamam dedim yol dogruymus. Tepeyi tirmalarken, aslinda buradan ikinci defa gectigimi animsadim. Gecen sene gunes altinda 60K ultrada tirmandigim bu tepe ya da daha dogrusu duvar yine tam karsimdaydi. 

Benden once burayi patinaj yaparak cikanlarin ayak izleri onlarinda zorlandigini soyluyordu. Dik cikmak yerine capraz yurumek yavas olsa da daha kolaydi. Attigim hemen her adimla 1 ileri, kayarak yarim geri gidiyor gibiydim. Moonwalk'du bu. Cumartesi aksami gece klubunde yapilan moonwalk dansiydi bu.

Tepeyi asinca 32K'da su istasyonunda titreyen Bakiye abla ve iki arkadasi karsilayinca rahatladim. Kaybolmusluk hissi ve neden burdayimda Taksim'de degil kaygilari da kayboldu. Cok hizli gidiyorsunuz dedi Bakiye abla. Yok dedim uzun suredir yuruyorum zaten, kosanlar onden kostu gitti zaten. Daha yavas dedi, saga asagi, 200m sonra sola. Bundan sonrasi kolay. 

Su tedarigi yapip, soluklandiktan sonra hafif asagi egimli yolda kosmaya basladim. Daha cok yuru biraz kos yaptiktan sonra arkamdan duydugum sese donunce, 50m arkamda kafa fenerinin isigi doldu gozlerime. Yanimdan selam deyip kosarak gecen arkadasa ugurlar olsun dedim. Biraz ilerde o da yurumeye baslayinca kostum yakaladim. Dailymile grubundan arkadasmis ama o gece tanisma firsati oldu. Birlikte kostuk yuruduk uzun sure. O da loop'a girdigini sanmis 30K civari. 

Ordan burdan konusurken parkurdan 500m kadar cikmisiz. Geri donup dogru yolu bulduk. Ha geldik ha gelecegiz derken yine parkurdan cikmisiz ama nerden ne kadar ciktik belli degil. Hele bir tepe indik ki geri donmek hic akillica degil. Ustelik yolda reflektif olmasa da isaretleme var. Ama burasi gecen sene 60K'da gectigim yerler, ustelik surdaki evlerden tufekle ates ediyorlardi o zaman. O yuzden cok iyi hatirliyorum, cunku serseri kursundan kacmak icin daha hizli kosmustum. Yerde ayak izleri de var. Onlar da bizim yaptigimiz hatayi yapmis olamaz mi? Cunku bizim onumuzde en az 10 kisi olmasi gerekirken burdan ancak 2 kisi gecmis, derken arkadan 2 kisi daha geldi ve kosarak gecti. Birini cantasindan hatirladim, onde kopup giden gruptandi. Onlarda sapmisti parkurdan demek, hem de daha fazla. Yanlis olsa da burasi da bizi finishe goturur dediler. Geriye donmektense var olan isaretleri takip etmek boylece daha mantikliydi. 

Bir sure sonra reflektif isaretleri gorunce dogru parkurla kesistigimizi anladik ama saatim 45K'yi hali hazirda gosteriyordu ve finish'den eser yoktu. 1-2K daha gitmistik ki biraz once bizi gecen 2 kisi birini daha bulmus ondeki uzun tepenin yuzunden bize sesleniyordu. "Dogru yol neresi burda isaret yok". Tam o sira sola dogru cikan tepenin her iki yaninda parlayan isareti gorunce geri donun parkur burasi diye seslendik. O tepeyi de tirmalayarak cikinca artik gece karanligi da olsa tanidik yerler finishe cok az kaldigini gosteriyordu.

200m kala finish'i gorebildigimde kucuk bir hareketlenme basladi. 6 saat 50 dakika sonra, sabah ezani vakti, "gelen var" diyordu finish'de bir siluet. Alkislamaya basladi benden once bitiren kosucular ve gece boyu bekleyen organizasyondan arkadaslar. Ates etrafina toplanmislardi, buyur ettiler beni de. Odun atesinde pismis corbadan koyup verdiler hemen, cok iyi geldi. 3 tane semaver gozume ilisti, kahvalti masasi ayrica. Bes yildizli otel haltetmis bu sartlarda. Kuru kiyafetleri giyip yumuldum yiyeceklere. Karnimi doyunca ancak gozlerim acildi, bilincim yerine geldi.





Kosu boyunca anlik pismanliklar, yasadigim tecrubeyle kiyaslaninca ileride unutulacak detaylar olarak kalacakti. Iyi ki gelmisim dedim eve donus yolunda. Yagan kar, yagmur, sis, ruzgar, camur sartlari zorlamis olsa da her biri tuzu biberi oldu bu farkli lezzetteki kosuda.          

45K parkur 
48.5K 'lik benim kostugum parkur
Yukseklik Profili
Katilimci ve dereceleri
1=Bahadır İŞSEVEN=5. Saat 39’00’’
2=Kemal BALCI =5 sat 39 ‘ 10’’
3=Alessia De Matteis =5 saat 43 ‘ 00’’
4=Kerem YAMAN = 5 saat 43 ‘ 00’’
5=Aykut ÇELİKBAŞ = 5 saat 42 ‘ 00’’
6=Hüseyin HAŞHAŞ =5 saat 42 ’ 05 ‘’
7=Gürhan AKDAĞ = 5 saat 42 ‘ 10’’
8=Özgür TETİK = 5 saat 43 ‘00’’
9=Mustafa SAKA =5 saat 53 ‘00’’
10=Julien STERN =5 saat 54’00’’
11=Ufuk ÖZTÜRK = 6 saat 23 ‘00’’
12=Güngör ÇAYGÖZ = 6 saat 50 ‘00’’
13=Bünyan AŞIK = 6 saat 50’00’’
14=Bahadır TUNCAY = 6 saat 50 ‘00’’
15=Tarık GÜRSES = 6 saat 50 ‘00’’
16=Adem SUCUOĞLU = 6 saat 51 ‘00’’
17=Emel SEÇER = 6 saat 59 ‘00’’
18=Kaya KARAYEL = 6 saat 59 ‘ 00 ‘’
19=Gencay GENÇER = 6 saat 59 ‘ 10 ‘’
20=İbrahim EFİLTİ = 7 saat 16 ‘ 10 ‘’
21=Atilay ÜNAL =7 saat 16 ‘ 15 ‘’
22=Sezai ALTUNDAŞ = 7 saat 37 ‘ 00’’
23=Ilgaz KURUYAZICI = 7 saat 37 ‘00’’
24=Suna ALTAN = 7 saat 37 ‘00’’
25=Yüksel AKTİ = 7 saat 53 ‘00’’
26=Erol TİMUÇİN =7 saat 59 ‘00’’
27= Ahmet SARIKOÇ = 8 saat 41 ‘00’’
28=Tekin KURAL = 8 saat 41 ’10 ‘’
29=Murat POLAT = 9 saat 46 ‘00’’
30=Yücel BİLİCİ = 9 saat 45 ’05 ‘’
31=Ali EKBER ÇAKMAK = 9 saat 27 ‘00’’
32=Bilal GÜL = 9 saat 35 ‘00’’
33=Haki GÜNGÖR = 10 saat 35 ‘00’’
34=Selçuk OĞUZTÜRK = 10 saat 35 ‘00’’
35=Çiğdem ÖZCAN = 10 saat 37 ‘00’’
36 Cenk DURMAZ =10 saat 37’00’’
37= Mestan HATİPOĞLU = 30 km koştu.
38= Uğur TAŞDEMİR = 20 km koştu.

3 Mart 2013 Pazar

Runtalya 2013

Gogus No 14
Maraton Fuari
Antalya Maratonunda bu 5. yilim oluyor. Duzenli kosmaya basladigim ilk yillardi ve Antalya Maratonuna da 10K ile basladim. Sonraki sene cok sicak bir havada Yari Maraton kostugumda bir daha bu mesafede kosmak mi diye kendime soylendigimi hep anlatirim. Buna ragmen ertesi yil ilk tam maratonumu bu parkurda  kosmustum. Gecen sene de tam maraton kosarak 2013'e gelmis ve yine tam maraton gogus numarasi ile start kuyrugunda, start'a 10-15 dakika kala en arkada isinma sonrasi sogumamak icin kisa kisa geriye dogru kosup, yine start blogunun arkasina gelerek tanidiklarla hos bes ediyorum.

Bu sene hakkiyla maraton antrenmani yapmamis olmamdan dolayi ve Nisan'da kosulacak Iznik ultra maratonuna hazirlik olmasi babinda yipranmadan ama cok da yayilmadan 42K'yi bitirmek icin start kalabaliginin en arkasindan sakin bir tempoda, en son start alan kisi olarak, birazdan start alacak olan 10K kosuculari da arkada birakarak cikiyorum.

Gecen senelerin aksina bu sene 21 ve 42K birlikte 9.00'da start aldi, 10K ise 9.15'de alacak. Gecen yillarda gec baslayip oglen sicagina kalan yari maratoncular boylelikle erken bitirecek ama 4 saat kosup gelen maratoncular buyuk olasilikla sessiz bir finish gorecek. Benim gibi 3:30'dan sonra gelen maratoncular parkur boyunca duyamadigi alkisi bu sene finish'de de goremeyecek. Hala bekleyen kucuk azinlik son metre sprintleri icin maratonculari cesaretlendiremiyor olacak. Sonu bastan soyleyeyim, son 5 senenin cevreden en az ilgi goren maratonu oldu. Parkurun cam piramide cekilmesiyle Lara Plaji tarafinda turist yogun oteller bolgesine gelmeden donuluyor olmasi ve start zamanlarinin degistirilmesi onemli etken oldu. Finish'in merkezdeki stadyumdan cam piramide alinmasiyla az da olsa ilgi gosteren Antalya halkinin ilgisini de bitirdi. Hal boyle iken 42 uzun K ve 4 saatlik kosu yine kendi kendini eglendiren kosucular arasinda gecti.

Ben planladigim gibi nabzi izleyerek 160 ustune cikmadan ilk yariyi ortalama 5:20 pace'le 1:54'le donup, bulutlarin dagilip gunesin kendini daha fazla hissettirdigi ikinci yarida artan vucut isisiyla, ne luzum var kendimi kasmaya modunda ortalama pace 5:34'e cekerek 3:55 ile Antalya'daki 3. toplamda 6. tam maratonu sessiz sedasiz bitiriyorum. 

Maraton Rota 
42K splits 
Urkunde