1926 doğumlu, halen hayatta olan Alman edebiyatının en önemli 20. yüzyıl yazarlarından sayılan Siegfried Lenz'in 1959 yılında kaleme aldığı, uzun mesafe koşucusu Bert Buchner'i anlattığı orjinal adı ''Brot und Spiele'' olan romanını, Ayşe Sarısayın ''Ekmek ve Oyunlar'' adıyla 2008'de dilimize çevirmiştir.
Siegfried Lenz, II. Dünya Savaşı’nı izleyen dönemde geçen romanında, başarıyı mutlaklaştıran modern toplumda insan varoluşuna ayna tutuyor. Lenz, yarışmanın başkalarıyla değil, kendiyle yarışmak anlamına geldiği, insanın tek rakibinin yine kendisi olduğu bir toplumun, bireyi içine düşürdüğü açmazı deşiyor. Tutunabilmek için yarış, rekabet ve mutlak başarıyı olmazsa olmaz sayan modern toplumun acımasız yönünü, daha 1950’lerde spor dünyasından çarpıcı bir örnekle gözler önüne seren Ekmek ve Oyunlar, çağdaş romanın öncülerinden Lenz’in en seçkin yapıtlarından sayılıyor
İlk sayfadaki Japon atasözü aslında tüm hikayeyi özetler. ''Yüz mil koşması gereken biri, doksanıncı milin yarısı olduğunu düşünmelidir.'' demiş japon ataları. Orta-uzun mesafe koşu tecrübesi olan hiçbir koşucu buna itiraz etmez sanırım. Roman Bert Buchner'in parlak bir kariyer sonrasında, ilerlemiş yaşlarında cıktığı 10.000m yarışının start anını anlatarak, ''Bu kez kazanmayacak. Katılması bir hataydı.'' gibi karamsar cümlelerle başlar. İlk sayfalarda start alan bu yarış, Bert'in hayatının birçok anına tanıklık eden, onu tanıdıktan sonra en yakın arkadaşı olan bir spor yazarı tarafından, ara ara geçmişe dönük olaylar, tekrar yarışa dönülerek anlatılır. Yarışa katılan 8 atletin içinde en yaşlısı olan Bert'in bu son yarışı nasıl bitirdiği son sayfaya, son cümlelere kadar taşınır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder