Sene 1890, II. Abdulhamit donemi, Osmanli Imparatorlugu dagilma surecindedir. Doguda Rus savasi biteli 10 yili ancak gecmis, batida Yunan ile gerginlikler vardir. Hemen her cephede siyasal, ekonomik sorunlarin yasandigi, 600 yillik imparatorlugun parcalandigi, yoklugun kitligin yasandigi zamanlarda gazeteci olan Ahmet Tevfik ve kimligi kesin belli olmayan bir arkadasi velosipet ile bir cevelana cikar. Yani bisikletle seyahata cikar.
Ahmet Tevfik'in arkadasi 2 haftalik velosipet egitimi alarak, dolayisiyla acemi haliyle, Galata rihtimindan Mudanya'ya vapurla gecerek seyahate baslarlar. Rota Bursa ve civarini velosipet ile turlamaktir. Ahmet Tevfik seyahat oncesi tum rotayi calismis, ugranilacak, gezilecek, konaklanacak yerleri planlanmistir. Mudanya'dan, Bursa'ya, sonrasinda Aksu, Inegol, Yenisehir dolasilarak tekrar Bursa'ya donulur ve Istanbul'a yine Mudanya'dan vapurla gecilir.
Aylardan Temmuz'dur. Tum seyahat gunes altinda sicak gecen gunlerde yapilir. Icilebilir su konusunda hayli hassas olan Ahmet Tevfik bu yuzden hicbir cesmeyi, su kaynagini ya da serinligi kacirmaz. Tarihi yerleri, otelleri, mesire alanlarini, gazinolari, baglari bahceleri dogal guzellikleri, rota uzerindeki yollarin yapisini anlatir.
|
Seyahat cizelgesi |
Seyahat bittikten uzun sure sonra, 1900 yilinda, Ahmet Tevfik bu seyahatini kitaplastirir. Gunumuz diline ise Cahit Karya ve Nezaket Ozdemir tarafindan cevrilmistir.
|
Orjinal kitap kapagi |
O gunlerde velosipetin cok yaygin bir alet olmadigini bilen Ahmet Tevfik kitabin sonunda bir klavuz verir. Bisiklete nasil binilir, inilir, yokus asagi, yokus yukari nasil gidilir, fren nasil kullanilir ve butun bunlarin nasil ogrenilebilcegini anlatir.
Bu bolumden bazi kesitler:
... Bisiklete binen, bisiklete ciddi bir sevgiyle baglidir. Iste o sevgiyi egilimi ile ogrenir. Eger bu duygudan yoksun olursa, ogreninceye kadar cektigi sikintilari, doktugu terleri unutarak ondan zevk alamaz. Ogreninceye kadar dedik: evet velosipede binmeyi ogrenmek pek kolay taninmis ise de, oyle ayaklari yerden keserek, bisiklet ustundekini, ya da ustundeki bisikleti suruklercesine birkac kilometre gitmekle kuskusuz ogrenilemez. Tatli bir mesakkat, eglendirici bir yorgunluk hissedilmelidir. Jimnastik gibi sonucsuz ve yalniz beden gucunu artirmakla, kuvvetlendirilmekle kalmaz, zamaninda saatler alan yollari on dakika bir ceyrek icinde yorgunluk hissetmeden bitirir, tamamlayiverir.
Nedendir bilemem, velosipet sozu acildi mi onu uzatir giderim. izterim ki olabildigince ogrenilsin; bir yere bir mesireye gitmek isteildigi zaman, sozlesmeden, daima yolda birkac bisikletliye rastlansin.
.... "Vucudunu dengede tut, on tekerlegin yonunu sasirma, dumeni iyi tut, ayakarini serbest birak, pedallar ustune gereginden fazla abanma, vucudunun ust bolumunu ayaklarina bagli tutma" uyarilari ile onu izlediginiz zaman arkadasinizin yavas yavas alistigini gorursunuz. Az cok iyi bicimde yurutmeye baslarsa siz de yoresinde dolasarak yol alirsiniz. Bu durum gercekten meraklidir. Yavrusunu ucuran kirlangic gibi hem anlatir, hem de yoresinde doner durursunuz. Eger kaza eseri dusecek olursa ondan daha cok siz telaslanirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder