18 Nisan 2012 Çarşamba

Iznik Ultra Maratonu 60K

Iznik yoluna cikmis, Cuma aksama dogru Eskihisar feribot sirasinda beklerken, 20TL fazla parasi olanin, onlarca arac kuyrukta iken yandan hic beklemeden feribota alinmasinin modern cagda yasanan deli dumrul hikayesi olup olmadigini tartisiyorduk. Ultra kelimesi ne kadar havali olsada ertesi gun kosulacak ultra maraton havasina daha tam girmemistik.... Topcular'dan inip Karamursel uzeri Iznik'e indigimizde saat 20:30 gibiydi. Arkadaslarin tavsiyesi uzerine canta kontrolu ve numara almak icin, Iznik golu sahil yolunda bir saga bir sola giderek kayikci barinagini buldugumuzda makarnalar lupletilmis, tezgah toplanmisti. Zorunlu malzeme kontrolu ve numaralari aldikdan sonra Camlik otele gectik. 

Yavas ol ultra kosacaksin
Otele en son gelen caylak ultraci :) bendim. Diger arkadaslar canta hazirlamakla, odadan odaya bilgi ve yiyecek alisverisinde bulunmakla mesguldu. Cezayir'den gelen hurmalardan bizde nasibimizi aldik, sagolsun Esma Parmak yarin yanimiza alacak kadar bile getirmis. Hepimiz ilk defa bu uzunlukda bir mesafe kosacaktik, hatta tam maraton kosmadan ultra mesafe kosma cesaretini gosterenler vardi aramizda. Ultra maratoncu unvanini almis arkadaslarin verdigi tavsiyeler ve daha kisa mesafe kosularinda yasadigimiz tecrubeler dogrultusunda planlar yapildi, malzemeler alindi, cantalar ne cok, ne de az olmayacak sekilde doldurulmaya calisildi. Zorunlu malzemeler disinda en buyuk sorun ne kadar yiyecek alinmali, nasil tuketilmeli, sorusuydu. Kimi bir al denen seyi iki aldi, kimi hic almadi, herkes kendi damak tadina, mide keyfine gore doldurdu beslenme cantasini. 

Ertesi sabah 7:30'da baslayacak kosu icin 5:30'da kalkmak, 6:00 gibi kosu oncesi alisik olmadigim bir kahvalti etmek, aslinda bu ilk ultra maraton tecrubesinin bilimezliklerinden dolayi biraz daha eglencelik bir is oldugunu varsaymamdandi. Grupdaki diger arkadaslarda benim gibi ilk ultra maraton tecrubesini edinmek, en kotu yururum, doga gezisi yaparim havasindaydi. Onde gitmek gibi bir iddia yoksa baska ne dusunulebilirdi zaten.
Batonlar elimizde, camel bag'ler sirtimizda, biz gideriz ultra'ya
Ancak start noktasina geldigimizde bir heyecan kapladi icimi. Hava kapali, kimi tahminler ogleden once, kimi ogleden sonra ama illaha ki yagis ongoruyordu. Sabah erken saat bile olsa kisa kollu kosulabilecek rahatlikta bir sicaklik vardi. Yaklasik 100 kosucu bir devinim icinde o muhabbetten bu muhabbete giderken, kimi malzeme kontrolu yapiyor, kimi organizatorlerin son uyarilarini dinliyordu. Diger yol yarislarindaki gibi kimse isinayim, streching yapayim derdinde degildi. Ilk 1 kilometre grup halinde kosulup sonrasinda isteyen kopabilecekti. Belkide bu yuzden herkes rahatti ya da ultracilarin kosu oncesi durumu buydu.
Hazir miyiz?
Saniriz ki haziriz
Start Iznik Belediye Baskani'yla geriye sayilarak vaktinde veriliyor. Cumartesi erken bir vakit olmasina ragmen bir hayli destekcimiz var start cizgisi onunde. Kasabalarina ilk defa sirk cadiri gelmis ilgi ve alakasi var insanlarda, cep telefonuyla kayit yapiyor, fotograf cekiyor hemen herkes. Yavas tempoyla atiliyoruz one dogru, hep beraber antrenman havasinda basliyoruz. Kimse birbirinden uzak degil zaten, ona buna laf atarak duz olan ilk 4K'yi 5:45-6:00 pace'le kosuyoruz. Galip Akkaya, Yasemin Goktas, Suna Altan, Aysin Baskir herkes ya bir adim onumde ya da omzumu cevirince ordalar. Alptekin Baskir hem esi Aysin'e hemde bize destek amacli bisikletiyle takipte, parkur boyunca karsimiza cikti, eglencemiz oldu Alptekin.




Iznik'den ciktiktan sonra ilk yerlesim yeri Dirazali koyunden geciyoruz, sagli sollu kucuk gruplar halinde yol kenarinda toplanmis koyluler, belkide hayatlarinda ilk kez koylerine gelen bu eglenceden hayli memnun, alkislariyla her gecene destek veriyorlar. Kadinlar kapi arasindan, pencerelerden urkek gozlerle bakiyor, ne oldugunu anlamaya calisiyor. Rengarenk kiyafetlerle gecen erkek ve kadin kosucular ilginc kiyafet ve cantalariyla uzayli degillerse neler? Nerden gelip nereye gittigimizi biliyorlar mi acaba ya da ne akla hizmet ettigimizi!!
Galip'in objektifinden ilk tirmanis
Pabuclar kirlenecek

4K'dan itibaren baslayan ve 10K'ya kadar kesintisiz tirmanisla beraber yurume temposuna geciyoruz, artik onde ve arkadakilerle mesafeler acilmaya basliyor ama hala her iki tarafda da gorus mesafesinde kosanlar, daha cok yuruyenler var. Zemin harika. Yagan yagmurla toprak camurlasmadan hafif yumusak hale gelmis. 10K'dan itibaren 500m ile 750m arasinda degisen irtifada inis cikislar 30K'ya kadar surecek. Batonu olanlar dayanmis, olmayanlar bele ve bacaklara kuvvet cikiyor. Pace yurume temposunda 8:00-12:00 arasi degisiyor, duzluklerde ve hafif yokuslarda kucuk adimlarla kosacak enerji ve istek var.


Daha cok yuruyerek ilk tepe 10K'da asilip asagi dogru saldigimizda onumde Bakiye Duran (126K kosacak) arkada Galip kosturmaya basliyoruz. Bu kisa inisde 60K bayanlar ikincisi Niandi Carmont'u da geciyoruz. O daha temkinli iniyor. Duzluge cikinca Bakiye abla bizi Cekmekoy Ultra kosulara davet ediyor, sizde grubunuz icinde tanitimini yapin diyor. Burasi genis bir duzluk gibi, her yan yemyesil gol uzakda asagida, Alptekin bisikleti otlara yatirmis gecenlere destek veriyor, sag sol yaparak devam edip 17K'ya kadar surecek tirmanisa basliyoruz, arada ilk kontrol noktasi gecilecek.

Galip onde gidip kendini kaybettiren Erkal uzerine iddiaya girmemizi oneriyor. Kacinci km'de kendini sakatlamis bulacagimiz uzerine. Galip 35 diyince bende 45 diyeyim diyorum. Baslangicta onde kopup gittigini dusundugumuz Erkal, birazdan arkamizda beliriyor. Oguz Tan'la yanlis yola sapip 1-1,5km gittikten sonra tekrar rotaya girmisler. Hizli giden ultraci yolunu sasirir Erkal, sen hep yapiyorsun bunu ve hala akillanmadin.  Iddiada ikimizde yanilirken, Erkal'i bir daha finish'de goruyoruz.

Ilk kontrol noktasina kadar bir onumde bir arkamda fotograf ve video cekerek kendini eglendiren Galip  simdi ortalarda yok. Gec ve agir yapilan kahvalti sonrasi artik beslenme zamani diyerek koye girmeden bir jel tuketiyorum. Derbent koyluleri de buyuk ilgi ve alkislariyla karsiliyor bizi, koye girerken Alptekin arkamdan yetisip kamerami aliyor ve guzel bir kontrol gecis noktasi cekimi yapiyor. Koye giriste Caner de gelenleri karsiliyor, fotorgraflarini cekiyor. Hic vakit kaybetmeden cipi okutup, iki bardak su icip, copleri birakip ayriliyorum.



Derbent cikisindan sonra tirmanisa devam, zemin daha sert ve duz, kosmak icin egimde musait. Ilgaz Kuruyazici onumde, bir sure onunla muahbbet ediyorum. Kivrilan yol ustunde kosanlar dizilmis sira sira arkamizda ve onumuzde. Biraz ilerde Galip, Alper ve Elena'yi yakalamis haftasonu Bebek'da yuruyormuscasina gidiyorlar. Ustelik rotadan hafif sapip tekrar dogru yolu bularak. Yuruyerek bitmez bu yol, kisa bir muhabbetten sonra biraz daha ivmeli geciyorum onlari. Galip ve Elena beni daha sonra sollayacaklar. Alper bu modda 126K'yi ertesi gun sabaha karsi bitireck . Bu keyifli tirmanisla tepelerin diger yuzune, guney cepheye gecince siddetli ruzgar almaya basliyoruz. Uludag ve civarindaki tepeler, karli zirveleriyle ufuk cizgisini olusturuyor. Ayni anda gunesde cikiyor ve yokuslari saymazsak, duzlukde ilk defa terlemeye basliyorum. Kirazliyayla koyunun terkedilmis, yikilmis, kerpicden yapilmis evlerinin arasindan geciyoruz. Koy meydaninda birkac cocuk top tepiyor, kahvede de az sayida insan. Cocuklar bu yandan diyerek sagdaki yolu gosteriyor. Arkamdan Galip yetisiyor, birakmis Alper'le Elena'yi.


Galip beni de birakiyor, bereket Alptekin tekrar yanimizda. 24K'dan 28K'ya, Sulaymaniye koyundeki ikinci KN'ye kadar cogunlukla toprak yoldan ve asfalttan iniyoruz, hava hala gunesli. Sulaymaniye koyune, KN2'ye girerken bir iki kuruyemis, musli bar, bir cezerye yiyorum. Cantamdaki su hala bitmedi, Derbent'de su icincede ara sira cekilen birkac yudum disinda stokdaki suya cok gerek olmadi. Her kontrol noktasinda su ikmali yapmak yerine yarim litre suyu tasimak daha mantikli geldi. KN2'de iki bardak kola icip, birkac kraker alarak vakit kaybetmeden, koylulerin hayir dualariyla yola devam ediyorum.



Parkurun yarisina 3:40 ile geliyorum, 30K'dan sonra yaklasik 8K'lik dik bir inis var. Burada kosarak cikislardaki zaman kaybini bir nebze telafi etmek lazim. Baldirlarda biraz cekme disinda henhangi bir sorun yok. Yorgunluk yok mu? Var ama kalan mesafeyi dusununce yoruldum dusuncesini simdilik hasir alti etmem lazim. Yuzumuz gole dondu, ruzgarida arkaya alinca kas agrilarini unutup keyifle 6:00 pace civari gol kenarina dogru iniyorum.

KN3 35K'da Muskule (Demirisik) koyunu muthis bir destekle geciyoruz, meydanda erkekler kahvede alkisliyor, kadinlar evlerinin onunde, gencler ayakta yaslilar oturmus dualarla ugurluyor. Cip okutuyorum, video kaydi yaparak gectigimi saniyorum ama dugmeye saglam basmamisim, koyden cikipta farkina vardigimda kendime kufrediyorum. O ana kadar en coskulu kalabaligi kacirmistim.

Muskule'den ayrilip birkac kilometre daha inince gol kiyisinda asflat yoldayim artik. Birazdan Renay Onur ilk defa yanima geliyor ve beni gecip gidiyor. Bir daha finish'e kadar gormuyorum onu, maraton kosmadan ultraya gecen ve cogumuzdan onde bitiren arkadas.



41K'daki KN4 Narlica'ya gol sagda, zeytinlikler solda, ha yuruyerek, ha ayaklari surume hizinda asfaltdan kosarak gidiyorum. Ikinci cikis buralarda basliyor. KN4'deki acik bufe yiyeceklerin hayaliyle kosuyorum, stok suyumda bitti zaten. Coskulu kalabaligin destegiyle kontrol noktasina variyorum, hemen saldirip, portakal dilimlerini dislerim arasinda eritiyorum, birkac parca muz parcasini tek lokmada mideye indiriyorum, tavuk suyu corbayi kasiksiz hupleterek iciyorum, acikmisim yani. 1litre suyu stoga alip,  cay mi kahve mi ikramini kahveden yana kullaniyorum. Masanin bir o bir bu yanina gecip baska yenecek ne var diye bakarken Alptekin geliyor. Kosmadigi icin cekindiginden mi nedir masaya yanasmiyor ama o bizden cok yoruldu, elma ve muz asiriyorum onun icin masadan.




KN4 Narlica Acik Bufe
4-5 dakika yiyip icip, yokus asagi yoldan inmek icin rotaya dondugumde, cocuklar burdan burdan diye tepeye dogru ara sokagi isaret ediyor. Hay aksi diyorum, o taraf daha iyiydi. Ara sokalarda cocuklar yine yon gosteriyor agacliga dogru. Selam verdigim bir teyze "Allah zihin acikligi versin yavruuuum" diyor. Demek o da kosularin once kafada bitirildigine inananlardan. Valla yol boyu bu mubarek insanlardan aldigimiz dualarla onumuzdeki birkac yil icin kutsandik saniyorum.

Yukselti profiline gore buradan 48-50'ye kadar tirmanis olacagini biliyorduk ama bu kadar dik, camurlu ve tok karnina hirpalayici olacagini tahmin edememistik. Saatime gore 42K'yi 5:13'de gecebiliyorum. Mustafa Ucbilek geliyor arkamdan, bir sure onunla gidiyorum, onun bacaklar daha uzun surekli onume geciyor ama ara ara duraksayinca tekrar yanina gelebiliyorum. Cok su tuketiyorum bu cikista, bitise kadar lojistik destek olmayacagi kabus olmaya basliyor. Umarim cesme vardir, olmadi dere, daha olmadi yollardaki camurlu suyu icerim diye dusunuyorum nedense.

Yokuslarin biri bitiyor biri basliyor, hava kapandi hafif ciseliyor gibi. Yorgunlukdan mi yoksa yokuslar gercekten mi daha diklesti? O ana kadar en zorlandigim bolgedeyim. Yokusu cik, don, bir yokus daha. Bacaklar kalkmiyor sanki. Basliyorum kufretmeye. Once kendime, sonra maceraya, sonra akademisine, kimin gunahi var hesabini yapmadan, herseye saydiriyorum. Surda dusup kalsam kim gelir kurtarmaya? Telefona bakiyorum, bereket kapsama var. Yalniz basina cik cik bitmiyor, tanimadik birkac kisi geciyor beni. Yagmur giderek artiyor, yagmurlugumu cikarip giyiyorum, sapkayida takinca sorunsuz tirmanmaya devam. Arkami, onumu kollayip ihtiyac molasi veriyorum, biraz sonra durup coraplari duzeltip ayakkabilari tekrar bagliyorum, ha bire su iciyorum, bitti bitecek ve ben susuzlukdan olucem dag basinda.

Yagmur duruyor, bir sure daha gidip yagmurlugu cikarip cantaya koyuyorum. Hop tekrar basliyor yagmur, yagmurlugu giyip giymemek arasinda gidip gelirken, yagmur biraz daha siddetlenince tekrar geciriyorum sirtima, iyisi mi hic cikarmadan devam etmek.

Saatimde 47-48K goruyorum ama yokuslar hala devam ediyor, biraz duz git ama yine daha az egimli cik derken, sagda derin yamaci gormeye baslayinca artik daha duzlesmeye basliyor. Sarmasik dallari dikine gider diye biliyorum ama burda yollarida kaplamis. Hemde saglam gorunuyorlar, takilip dusmemek icin gozum surekli onumde. Yagmur iyiden artti. Susama hissi azaldigindan, yagmurlukda oldukca sikayet etmiyorum, ya sicak olsaydi!!! Birazdan inis egimi daha da artacak bereket. Oncesinde biraz besleneyim derken, stokda ne varsa hepsinden biraz yiyorum hesapsiz. Kasar peyniri, cezerye, findik, badem, ceviz, kuru uzum, kalan hurmalar, KN4'den alinan muz ve ustune kalan suyun cogu, artik hic birsey icin durmadan inip, cikisda kaybedilen zamanin kompanze etmek lazim.

Birazdan jandarma cipi geciyor ters yone dogru, yol sartlari araclar icin bile cok cetin, bazi yerlerde kayalar dusmus yol kapanmis. Onumde, ileride mavi yagmurluklu kim oldugunu kestiremedigim bir arkadas sekerek yuruyor. Yanina geldigimde konusmaya hali mi yok, beni mi durdurmak istemiyor anlamiyorum ama sessizce siz devam edin diyor. Dizinden cok aci cektigi belli, adim atamiyor. Merkezi aradin mi, gelen var mi diye soruyorum, elimizden birsey geliyorsa onu yalniz birakmamak lazim diye dusunurken, biraz onceki jandarma jipi bize dogru arkadan geliyor ve onu da aliyor. Talihsizlik en riskli bolgede sakatlanmis bereket lojistik ekipleri is basinda.



Inis egimi artmaya baslayan yolda hafif tempoda kosmaya basliyorum, acilan bacaklarima sasiriyorum. Uzun zamandir onumde giden iki genc, 100m yuruyup sonra tempolu kosuyorlar, boylelikle surekli onumdeler. Onlari umursamadan sabit hizda inmeye devam ediyorum. Tempoyu biraz daha artiracak gucu hissedince ikisinide arkada birakiyorum. Bir is makinesi cikiyor yukari dogru, kapanan yolu acacak heralde. Beni gorunce asagida virajda duruyor, ne buyuk nezaket. Genc soforle selamlasiyorum. 55K gibi onde yuruyen iki kisinden birinin Galip oldugunu geriye donup bakinca anliyorum. Tempolu inerken kisa konusmada belinin agridigini soyledi diye anliyorum, meger bozulan midesi yavaslatmis onu. Sen devam et diyor. Yaninda arkadas olunca durmadan iniyorum. Onumde kosan bir kisi daha var, tempolu onu da gecerken, sag ayak bas parmak tirnagima oyle birsey batiyorki acidan nerdeyse duracagim. Hizli inisde kesin parcaladik tirnagi. Durmakla durmamak arasinda, bas parmagimi katlayip darbe gelmesini engellemeye calisiyorum ama acisi 10 dakika gecmiyor. Soloz'e yaklasirken asfalta cikiyorum, Jandarma tekrar tarlaya, bahcelerin arasindaki dar yola dogru yon gosteriyor. Iste burasi 60K'nin cilasi oluyor. Siyah, civik civik bir camur. Kaymamak icin biraz yavaslamisken yagmurlugumu cikarip, cantanin bantlarina gogsume asiyorum.

Tarladan cikip nihayet, son duzluge asfalta cikiyorum. Hafif rampa cikarken arkamdan gelen olup olmadigini kontrol ediyorum. Kimse yok. Cantami sirtimdan alip, yagmurlugumu ve kemerimdeki beslenme cantami icine koyup, finish icin kamerami hazirliyorum. 200m otede artik, tekrar kosmaya baslarken finish'deki guzel insanlari alkislari arasinda selamliyorum. 7 saat 42 dakikada 60K'da bende bitiyorum. Yaralanan 4 tirnak ve yorgunluk disinda, sakatlanmadan, bu mesafeyi bitirebilme basarisinin keyfini, ikram sofrasinda cikariyorum.

Sahane Handmade Finish madalyasi
Yol boyu bizi destekleyen, dualar eden koyluler, egitimli, bir cogu yabanci memleket gormus, burnu havada sehir insanina nazaran, cok daha medeni, efendi oldugunu, emege saygiyi gosteriyor bize, basimizi onumuze egip insanlari siniflarken bir kere daha dusunmemize neden oluyorlar. Bu kosu soruldugunda soylenmesi gereken ilk sey bu destek olurken, Turkiye'de ilk kez, tek seferde en uzun mesafeli (126K) duzenlenen Ultra Maraton ise biz kosucularin hepsinden, organizasyonun kalitesi yaninda, cekilen izdirabinda yuksek olmasi sebebiyle tam not aliyor. Tesekkurler Macera Akademisi ve gonullu calisan onlarca arkadasa.
Iznik 60K Garmin Forerunner 305 Log (405'in gucu yetmedi)
Yukseklik Profili ve Kontrol Noktalari



126K Parkur ve Kontrol Noktalari
60K bitiren Erkek ve Kadinlar
60K Kadinlar Kursu
1. Tugba Merve Cavdar 7:24:45
2. Niandi Carmont 7:39:50
3. Yasemin Goktas 7:45:47
60K Erkekler Kursu
1. Ian Corless 6:01:35
2. Firat Kara 6:13:00
3. Serkan Girgin 6:37:28


126K Ultra Maraton: 60K kosan ben, dogal olarak butun hikayeyi bu parkur uzerine yazdim ama 126K'da cok daha buyuk mucadele yasandi. Bu buyuk insanlari da burada anmadan gecmemeliyim. Biz bitap sekilde bitirip dinlenmeye, uykuya cekildikten sonra, gece, yagmur, soguk, camur, aclik demeden, zorluk derecesinin katlandigi sartlarda gol cevresini donup Iznik'e geldiler. Yasadiklarini dusunmek bile yoruyor beni.
126K bitiren Erken ve Kadinlar
126K Kadinlar Kursu
1. Elena Polyakova 18:51:27
2. Bakiye Duran 21:27:29
3. Muazzez Ozcelik 23:10:04
126K Erkekler Kursu
1. Mahmut Yavuz 15:41:03
2. Mustafa Kiziltas 16:31:31
3. Mustafa Poyraz 16:34:49
Iznik Ultra Maraton'u essiz kilanlar:
Bolge Belediye Baskanlari
Emniyet Saglayicilar
Sponsorlar
Macera Akademisi


10K Halk Kosusu: Zorlu cumartesi gunu ardindan, gunesli havada, pazar sabahi kosulan 10K Halk kosusu parkurunu da recovery tadinda turladik. Tarihi eserler nerde diye merak edip, Iznik'i gezmek icin bu parkur takip edilip, yuzyillik binalar, surlar, zeytin agaclari ve Iznik golu turlanabilir. 
Iznik 10K Halk Kosusu Parkuru

2 yorum:

  1. Muhtesem rapor cok detayli ve keyifli... Eline saglik Gungor...

    YanıtlaSil